Olympos” kelimesinin eski yunancada “ulu daÄŸ” anlamına geldiÄŸine inanılmaktadır. Dünya üzerinde yirmiden fazla daÄŸ ve tepe bu adı taşımaktadır ve bazılarının yakınlarındaki kasaba ve ÅŸehirler de bu adı almıştır. Bu tepelerin en ünlüsü, Yunanistan’ın kuzey doÄŸusunda bulunan, eski Yunan tanrılarının evi sayılan, Thessalian tepesidir. Olympos Antik ÅŸehri adını, eskiden Olympos Dağı olarak bilinen Tahtalı dağından alır. Tahtalı Dağı ÅŸehrin 10 km kuzeyinde bulunmaktadır ve eteklerinde bugün YanartaÅŸ adıyla bilinen, hiç sönmeyen ateÅŸi barındırır.
Olympos, antik Likya medeniyetinin en önemli ÅŸehirlerinden biri olmuÅŸtur. Åžehrin temelleri eski Helenistik dönemde, MÖ. 300 civarında inÅŸa edilmiÅŸtir. Büyük İskender’in fetihlerine ilk baÅŸladığı yıllarda kış aylarını, Olympos’a komÅŸu bir liman ÅŸehri olan Phaselis’te geçirdiÄŸi bilinmektedir.
Olympos‘un tarihi kayıtlarda izine ilk defa MÖ. 78 yılında, Sicilya’daki Roma Valisi Servilius Vatia’nın zamanın en büyük korsanı Zenicetes’i deniz savaşında yendiÄŸi sene rastlanır. Gemilerini Porto Ceneviz ve Sazak’ın gizli limanlarında saklayarak civardaki tüm kıyı ÅŸeridini hakimiyeti altına alan Zenicetes, Olympos’u da kendisine kale yapmıştır. Åžehir yeniden Roma hakimiyetine geçtikten sonra “ager publicus” (satışa çıkarılmış veya kiralık olarak verilecek Roma mülkü) olarak ilan edilmiÅŸtir.
Korsanların, Pers tanrısı Mitras için garip kurban törenleri ve gizli ayinler düzenledikleri söylenmektedir. Mitras, o yıllarda doğu ülkelerinin birçoğunda yaygın olarak inanılan Pers mitolojisinde saf ruh ve ışık tanrısıdır.
MS. 43 senesinde Likya, Roma İmparatorluÄŸuna katılmıştır. Olympos ÅŸehrinin koruyucusu, Yunan Tanrısı Hephaistos için festivaller düzenlenmiÅŸtir. İmparator Hadrianus’un MS. 130 senesinde ÅŸehri ziyaret ettiÄŸi de kayıtlarda yer almaktadır.
Olympos, Roma İmparatorluğu Hristiyanlaşma süreci içerisindeyken bir piskoposa ev sahipliği yapmıştır. 3. yüzyıldan itibaren korsanların sürekli olarak şehre saldırmaları sonucu şehrin nüfusu yavaş yavaş azalmış ve şehir eski önemini kaybetmiştir.
11. ve 12. yüzyıllarda şehir Cenevizliler, Venedikliler ve Rodos Şovalyeleri tarafından yeniden inşa edilmiş ve haçlı seferleri sırasında ticaret limanı olarak kullanılmıştır. Olympos şehri, Osmanlı Donanmasının 15. yüzyılda doğu Akdenizi hakimiyeti altına aldığı sıralarda terkedilmiştir.
Efsaneler & Mitler: YanartaÅŸ/Chimera
 YanartaÅŸ, Tahtalı dağının eteklerinde, deniz seviyesinden 250 m yüksekte bulunmaktadır. Günümüzde, ormanın içerisinde, açık bir kayalık alanda 20 kadar alev bacası vardır. MÖ. 4. yüzyıldan beri yazarlar metinlerinde bu gizemli alevlerden sözetmektedirler. AteÅŸin bulunduÄŸu yerin yakınlarındaki kalıntılar antik bir Bizans Kilisesine aittir. Bölgede bulunduÄŸu bilinen en eski yapı, Hephaistos’a adanmış olan bir tapınaktır. Günümüzde bu yapıdan geriye çok az bir kalıntı kalmıştır.
Yapılan analizler sonucu yanan gazda bol miktarda metan olduğu tespit edilmiştir. Bu gizemli alevlerin keyfini en iyi karanlıkta çıkarabilirsiniz. Fakat alevlerin olduğu düzlüğe kadar yapmanız gereken maceralı yolculukta yanınızda bir el feneri bulundurmanızda fayda var.
Efsaneler & Mitler: Bellerophon/Chimera
 YanartaÅŸ’ın adı Bellerophon ve Chimera efsanesinde geçmektedir. Korith prensi Bellerophon’un, Argos Kralı Proitos’un karısı Sthenetoia ile bir iliÅŸkisi olduÄŸu iddia edilir. Bunun üzerine Argos kralı, prensi Likya Kralı Iobates’e, içinde prensin öldürülmesi gerektiÄŸi yazan gizli bir mesajla gönderir. Iobates, Bellerophon’a, aslan baÅŸlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu, nefesinden ateÅŸler saçan Chimera adlı bir canavarı öldürme görevini verir.
Bellerophon, Tanrıça Athena’nın yardımıyla uçan at Pegasus’u yakalar. KurÅŸun uçlu bir mızrakla Chimera’yı aÄŸzından vurur. KurÅŸun, Chimera’nın alevler saçan aÄŸzında erir ve canavarı öldürür. Iobates, Bellerophon’a ikinci görev olarak vahÅŸi, savaşçı Solymi (Termessian) kabilesiyle savaÅŸmasını emreder. Bu görevi de baÅŸaran Bellerophon’a, daha sonra da Amazon’larla savaÅŸması görevi verilir.
Kendisine verilen tüm görevleri baÅŸaran Bellerophon, Likya’ya dönüş yolunda en cesur Likyalı askerler tarafından pusuya düşürülür, fakat bundan da saÄŸ çıkmayı baÅŸarır ve Likya’ya bir kahraman olarak girer. Iobates, Bellerophone’a krallığının yarısını ve kızlarından birini vererek onu onurlandırır.
Efsanenin baÅŸka bir versiyonu, Bellerophone’nun Pegasus’la cennetin kapılarına kadar uçtuÄŸunu, kapının önünde Pegasus’un onu üzerinden attığını anlatır. Bellerophone, yeryüzüne kadar düşer ve tanrılar onu horgörüp hiç yardım etmedikleri için yeryüzünde yapayalnız dolaÅŸmaya baÅŸlar.
Günümüzde Olympos
  Olympos, Türkiye’nin güney sahilini kapsayan, Antalya ÅŸehrine baÄŸlı Olympos-Bey DaÄŸları Milli Parkının bir bölümünü oluÅŸturmaktadır. Bey DaÄŸları, Toros sıradaÄŸlarının batı kanadında bulunur. Karlı tepelerinden aÅŸağıya inildikçe yemyeÅŸil çam ve sedir aÄŸaçları arasından Akdeniz’in turkuaz rengi görülür.
Olympos, bir ören yeri olduÄŸundan dolayı büyük bir turistik merkez olması yasalarla engellenmiÅŸtir. Böylelikle bölgenin doÄŸal yapısı korunmuÅŸ ve Olympos tüm ziyaretçilerin hoşça vakit geçirdikleri benzersiz bir doÄŸal cennet haline gelmiÅŸtir. Antik ÅŸehir en son olarak doÄŸa tarafından fethedilmiÅŸtir. Åžehri gezmek için ormanın içerisinden, vahÅŸi hayatı görerek, çam ve defne aÄŸaçlarının kokusunu duyarak maceralı bir yolculuk yapmanız gerekir. MuhteÅŸem sahil ÅŸeridi sadece güneÅŸlenme tutkunlarına ev sahipliÄŸi yapmaz… Yaz aylarında büyük deniz kaplumbaÄŸaları geceleri yumurtalarını bırakmak için Olympos-Çıralı sahiline gelirler.
en yüksek daÄŸ olan Olimpos dağı, Yunan mitolojisinde tanrıların oturduÄŸu daÄŸdır. Tanrıların kralı Zeus’un meskeni olan Olimpos, Zeus dışında, Yunan mitolojisinin 12 büyük tanrısının evidir. Bu 12 büyük tanrıya, diÄŸer ufak tanrılardan ayırmak için, “Olimpiyan” (Olympian) veya “Olimposlu tanrılar” da denir.Olimpos’da sürekli olarak yaÅŸayan ve her kaynakta Olimpiyan olarak geçen 10 tanrı vardır bunlar:
- Zeus,
- Hera,
- Poseidon,
- Ares,
- Hermes,
- Hephaistos,
- Afrodit,
- Apollo,
- Athena,
- Artemis’tir.
Bunların dışında, 12’lik Olimpiyan tanrılarından zaman zaman sayılan, zaman zamansa sayılmayan, ve sürekli olarak Olimpos’da bulunmayan 4 tanrı vardır:
- Hades,
- Demeter,
- Dionysos,
- Hestia.
Hestia Olimpos’daki yerini Dionysos’a bırakarak insanlar arasında yaÅŸamaya baÅŸlamıştır. Yer altı ve ahiretin tanrısı olan Hades ise, ÇoÄŸu zaman Olimpiyan sayılmasına karşın genelde yer altında yaÅŸadığı için sürekli Olimpos’da yaÅŸamaz. Demeter’in kızı olan Persephone da 6 ay yer altı dünyasında kocası Hades ile yaÅŸar, 6 ay ise Olimpos’da diÄŸer tanrılar ve Demeter’le yaÅŸar. Olimpiyan olarak adladırılabilen bu 14 tanrıyı görevleriyle beraber sıralarsak:
- Zeus; tanrıların kralı, en büyük tanrı, Olimpos’un ve tanrılar da dahil olmak üzere her ÅŸeyin yöneticisi.
- Hera Zeus’un karısı, evliliÄŸin tanrıçası.
- Poseidon; Okyanusların, denizler aleminin tanrısı. Zeus’dan sonra gelen 2 büyük tanrıdan biri (diÄŸeri Hades).
- Hades; Yer altının ve ahiretin tanrısı, ölen insanların ruhlarıyla o ilgilenir, Zeus’dan sonraki en büyük 2 tanrıdandır (diÄŸeri Poseidon).
- Athena; Zekâ, sanat, eğitim ve savaş tanrıçası.
- Ares; Savaş ve kahramanların tanrısı.
- Hephaistos; Ateşin ve demirciliğin tanrısı. Tanrıların demircisidir.
- Apollo; Müzik, sağlık ve şifa tanrısı.
- Artemis; Avcılığın ve hayvanların tanrıçası.
- Hermes; Hırsızların ve yolcuların tanrısı.
- Afrodit; Aşkın, cinselliğin ve fiziki güzelliğin tanrıçası.
- Hestia; Evin, ailenin ve ocağın tanrıçası.
- Demeter; Doğanın, tarımın ve bereketin tanrıçası.
- Dionisos; Sarhoşluğun ve şarabın tanrısı.